İNSANLARDAKİ GRAFİK TASARIM BİLİNCİ

 Grafik tasarım günümüzde oldukça geniş bir yelpazede ürün ve hizmet sunmaktadır. Bundan dolayı tek bir türde muhatabı yoktur. Esnafı, işçisi, holdingi, şirketi, yedisi, yetmişi derken grafik tasarıma veya tasarıma ihtiyacı olan kitle türleri çoğalıyor. Tabi bu kitlelerin de güzellik ve kalite anlayışı değişiyor. İşte burada biz tasarımcılara büyük bir yük düşüyor. Bir de genel olarak yaşanan sıkıntılardan birisi ücret kısmı. Tasarımcıların elinde fiyat kataloğu olmadığı için emeğinin karşılığını almakta zorluk çekiyor.

  Tasarım ihtiyacı olan kişilere bunun büyük bir bölümünün fikir ve düşünce süreci olduğunu anlatmak hiç kolay değildir. Çünkü verdiği para karşısında eline yıllarca kullanabileceği bir telefon geçmiyor. Bu düşünce yapısına sahip insanlara kaliteli bir tasarım yapıp üstüne de hiç uğraşmamışsın ki lafını yemek en zayıf noktamız diye düşüyorum. Normalde tasarım yaparken ve düşünürken zorlanması gereken tasarımcılar artık o kısımları daha hızlı ve eğlenceli bir şekilde yapıyor, yaptığı tasarımı karşı tarafa izah etmek için yeri geliyor bir öğretmen gibi yeri geliyor bir pazarlamacı gibi rollere giriyor.

  Büyük bir firmaya kurumsal kimlik tasarımı lazım ve firma tasarımcıdan referans istiyor. Referansı olan işi rahatlıkla alıp ilk engeli aşıyor. Peki referansı olmayan bir tasarımcı ne yapacak? İşte şeytanın bacağının kırılacağı nokta tam olarak burasıdır. Öncelikle tasarımcı kendisini tanıtacak bir dosya hazırlaması gerekiyor. Yaptığı ve yapabileceği işlerin olduğu bir dosya ile kendisini tanıtmaya gitmelidir. Bunun yanı sıra sosyal medya ağlarında ve internette de yer sahibi olması fayda sağlar. Bunların birikimi sonucu artık piyasada ilk referanslarını toplamaya başlaması gerekir. Daha sonrası sarf edilen çabaya göre gelişme gösterecektir.

  Bilinçlendirilme kısmı müşteriye veya şirkete göre değişiyor tabi.

  Genel olarak en bilinçsiz müşteri kesimi esnaflar ve piyasada yeni yer edinen şirketlerdir. Eğer tahsiliniz yüksek lisansa veya doktoraya kadar gelmişse bu tür müşterileri iknada zorluk çekmezsiniz. Bu tahsil farkı bir doktorla çıkıkçı arasındaki fark gibidir. Eğitimsiz bir tasarımcı da bir çıkıkçı gibi muamele görür. Bizlere düşen ise bir doktor gibi eğitimimizi tamamlayıp hastalarımızı beklemek olacaktır. Her işte olduğu gibi bize de zorluk çıkaran hasta müşteriler gelecek ve yazdığımız ilaçları değil de başkalarının tavsiye ettiği ilaçları kullanacaklar. İkna kabiliyetimizi güçlendirmemiz gerekiyor. Bunu da işimize hakim olarak, tasarım trendlerini takip ederek, fikirlerimizi ve hayal gücümüzü geliştirerek yapabiliriz.

  

  Fikirler elektrik akımları gibi birbirlerini tutuştururlar.

                                                                            J.Eugel